Pazar, Aralık 03, 2006

DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ



BİR İNSANIN YAŞAMINDA EKSİKLİĞİNİ HİSSEDEBİLECEĞİ SADECE İKİ ÖNEMLİ ORGANI OLABİLİR:
BİRİ YÜREK,DİĞERİ BEYİN!!!

Beni çok etkileyen ve günlerdir gazete,dergi hatta TV programlarında sık sık duyduğum ve muazzam hoşuma giden bir projeden bahsetmek istedim sizlere.Serdar Bilgili'nin yapmış olduğu bir fotğraf çalışması bu başarılı proje.Kasım ayının Tempo dergisi'ni alanlar iyi bilirler ki kapaktaki ve içindeki kardeşlerimizin resimleri çok etkileyici idi ve tabii yaşam hikayeleride.Geçen sabah da yine TV kanallarını dolaşırken rastladım Tempo dergisinin kapağındaki kardeşimize ve programı sonuna kadar izleyip farklı duygular yaşadım bu 1-1,5 saatlik zaman diliminde. Gerçekten hikayesi beni çok etkilemiş müthiş üzülmüştüm bu hikayeyi duyan herkesinde etkileneceğini biliyorum.

Hikayenin sahibesi Sevgili Figen Öncel.Öncel doğuştan engelli bir kardeşimiz değil. Anneciği doğum için hasteneye gidiyor Figen'cik de anneannesine emanet ediliyor.Figen'lerin evleri tren istasyonunun hemen yanında,Figen birara anneannesinin içerde iş yapmasını fırsat bilip kaşla göz arasında bahçeye çıkıyor elindeki oyuncağı ile ve kısa süre sonra oyuncak bebeği ile uykuya dalıyor rayların üzerinde veee o talihsiz olay gerçekleşiyor Figen kardeşimiz trenin ayaklarının üzerinden geçmesi ile ayaklarını kaybediyor.Bu hikaye beni çok etkiledi ve biliyorum ki okuyan sizleri de şuan çok etkilemiştir.
Tempo dergisinde diğer kardeşlerimizin de hayatlarına dair anektodları yer alıyor.Hepsinin hayata bakış açıları her sağlıklı insana örnek olacak nitelikte güzel.Hepsi yaşamı seviyor ve birçoğumuzdan daha çok bağlılar yaşama.Kimi spor yapıyor,kimi olmayan ellerinin yerine ayaklarını geliştirmiş,ayakları ile olağan üstü resimler yapıyor ve Figen'de yaşama dugularını güzel sesi ile duyuruyor.Gerçekten sesi de,yüzüde,yüreği de çok çok güzel rastladığım sabah programında dinledim ve çok hoşuma gitti.Bugün ismini vermek istemediğim ne sesi,ne eğitimi,nede görüntüsü olmayan kişiler haksız kazançlar elde edip bir de üstüne üstük popilerliği ellerinde barındırıyorlar.Oysa hayata dört elle sarılmış,kendilerini ifade edbilmek için sonsuz çaba sarf eden bir çok kardeşimizin bu gürültü kirliliğinin içinde sözleri,yaptıkları,mücadeleleri duyulmuyor ve o gürültüde yok olup gidiyor.
-Hanımlar şimdi eleklerimizi alıp tüm insanları içlerine oturtup eleyelim ve kalan sağlar bizimdir diyebilelim 'Hakkedene Hakkını Verelim'.Engelli arkadaşlarımızında başarılarına gönülden destek olalım. Boş boş oturup yersiz yere üzüleceğimize (çünkü onlar bizden kendilerine üzülmemizi değil onların yaptıkları işlerde zirveye tırmanışlarında yanlarında olmamızı ve desteklerimizi istiyorlar)onlara destek verelim.
Ben bu sabah programında dinlediğim kardeşimin kaseti olduğunu duydum birkaç yere baktım ama henüz gelmedi dediler ve programı arayıp sordum
''-Kasetten bahsettiniz ama kaseti hiç biryerde bulamadım nerelerden temin edebiliriz dedim ve onlarda kaset henüz piyasa da değil 1 hafta 10gün içinde müzik marketlerde yerini alacak dediler.''
Açıkcası ben takipdeyim arzu ederseniz kaseti aldığımda sizleri de haberdar edebilirim çünkü bu işin peşini bırakmaya hiiiiç niyetim yok.
Üretimin azaldığı tembelliğin ve köşeyi emeksiz kolay yoldan çabucak dönmeyi amaç edinmiş kişiler değil.Hazımlı,işi için üretebilen çoook zorlu aşamalardan geçip çalışan insanlara kazandırmayı istiyorum.


''NOT:Size bahsetmiş olduğum Figen kardeşimi STAR TV'de yayınlanan 'Deşifre' programının reklamlarında gördüm mutlaka bu programı seyredeceğim Deşifre programı 4-aralık Pazartesi gecesi 00.30'da imiş.''


Tempo dergisinde çok hoşuma giden sözler var kısaca onları da sizlerle paylaşmak istedim.

*ZATEN ÇOK KOŞTUM YORMA BENİ,KALDIR ÖNÜME KOYDUĞUN ENGELLERİ.
Ece Temelkuran.


*TEKERLEKLER DÖNÜYOR DÖNÜYOR DÖNÜYOR...
HEDEFİME YAKLAŞIYORUM
ATIYORUM TOPU BASKEEET
HAYAT BU SEFER BEN ÖNDEYİM!!!
Meral Okay.


*BELKİ DE HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN ETKİLEYİCİ SAHNELERDEN BİRİYDİ.
BJK TEKERLEKLİ SANDALYE BASKET TAKIMI ŞAMPİYON OLMUŞ...
TÜM OYUNCULAR TERLER İÇİNDE YERDE BİRBİRİNİN ÜSTÜNDE .
TEKERLEKLİ SANDALYELER BİR KENARA ATILMIŞ...
YÜZLERİNDE MUTLULUĞUN,GURURUN VE SONUNDA BAŞARMIŞ OLMANIN İFADESİ...
''BAŞARIYI FOTOĞRAFA SIĞDIRIRMISIN?''DESELER İŞTE O FOTOĞRAFI VERİRİM...
Fikret Ercan.


*TEKERLEĞİ NEDEN İCAT ETMİŞTİR İNSAN?
ARABALARA TAKILSIN DİYE Mİ?
YOKSA YÜRÜYEMEYEN ÇOCUĞUNA
BİR SANDALYE YAPMAK İÇİN Mİ?
...AMA,İNSAN!
Sunay Akın.

10 yorum:

Hülya dedi ki...

Nasıl içim yandı bir bilsen küçük bir kızın elinde oyuncağıyla tren raylarında uyuyakalışını hayal ederken.Ama bir o kadar da ışığına hayran oldum.Onlar ve diğerleri bence özel insanlar.Ve hayata bu özel durumlarından ötürü bir başka pencereden bakabilme şansına sahipler.Biz de var bir tuhaflık...Uzuuunca bir süre o pencereden bakmam için beni uyardın kabul edip sana çok ama çok teşekkür ediyorum.Sevgiyle kal...

ufukmutfakta dedi ki...

Ah benim duyarlı arkadaşım, ah benim duygulu arkadaşım, ah benim gönlü yüce arkadaşım.....
Günlük bloglarımızın amacının sadece mutfakla sınırlı kalmaması gerektiğini, içinde yuvarlandığımız hayatın, herhangi bir zamanda bizi nerelere çarpacağını bilemeyeceğimizi ve birazda çevremize dikkatle bakmamız gerektiğini bir kez daha bize hatırlattın. Evet ..... asla duyarsız kalmamız gereken bir husus, hepimiz çevremizdeki engelli arkadaşlarımıza yaptıkları işlerde destek olmalı,yardımı esirgememeli ve gösterdikleri gayretleri takdir etmeliyiz. Önlerine çıkan engel ne olursa olsun tek bir tanesini de bizler kaldıralım.
Gönlündeki ışık hiç sönmesin arkadaşım....

Adsız dedi ki...

Merhaba Zuhal hanım,
Ben bir zamanlar Pastacı'nın blogunda biraz övgülü aslında sitemle ve yazının çoğunda yererek yorum yazdığınız Leyla. Hani şu insanların hobilerini baltalamak isteyen gibi algılanan,hoşgörüden nasibini alamamış Leyla... Aslında sadece insanların emeklerini hiçe saymanın, taklitçiliğin, kendin olmamanın tarifini yapan kişiyim.
Biraz kitap karıştırmak, etrafla ilgili olmak size karşılaştığınız şeylerde aslında o fikrin, o nesnenin, o neyse neyin size gösteren kişiye ait olmadığını görüyorsunuz. Ve de kaynağının, fikir babasının bahsedilmediği bir şeyle karşılaştığınızda o kişinin aslında ne yapmak istediğini de anlayabiliyorsunuz. O zaman tüm alçakgönüllülüğüyle ben şu fikri şurdan aldın, bunu da burdan diyinler niye var? Onlar ne oluyor burada?
Niye şimdi yazıyorum? Bilin bakalım niye?
Uzun zamandır size o yorumunuzdan dolayı cevap yazmak istemiştim. Kısmet bugüne. Engelliler için duyarlılığınıza gönülden teşekkürler. Eminin engelli yerine özürlü kelimesini kullananlara da benim kadar tavırlısınızdır.-son zamanlarda caddelere asılmış bez afişlerin üstünde ne yazık ki bu kelimeyle tarif ediliyordu engelliler.- Elinize, gönlünüze, dilinize sağlık. Duyarlılığınız için bir kez daha teşekkürler...
leyla

Adsız dedi ki...

Merhaba Zuhal hanım her zaman yorum yazmasam da sitenizi sıkı bir şekilde takip ediyorum,ne kadar faydalı bilgiler sunuyorsunuz bu gerçekten çok hoş.Güzel paylaşımlarınızı bizlerden esirgemediğiniz iççin teşekkürler.Sevgiyle ve maviyle kalın :)))

elcinin_mutfagi dedi ki...

Merhaba Zuhal ablacim ne zamandir yorum yazamadim ama sanma ki takip etmiyorum:)mutlaka bir göz gezdiriyorum..Benimde 6 yasinda engelli bir oglum oldugundan dolayi bu konuya da deginmen beni cok mutlu etti ve duygulandirdi.cok öpüyorum seni bana da ara sira ugrarsan mutlu olurum:)

Adsız dedi ki...

Sevgili Zuhal duyarlılığın için kendi adıma teşekkür ederim. Engelli arkadaşlarımıza yaşattığımız zorlukları anne olunca daha iyi anladım. Ne zaman bir bebek arabası ile yola çıksam sinir harbi yaparak ilerlerdim yollarda. Kaldırımlar iğrenç durumda. Aslında onlar kendi içlerinde bizden farksızlar. Ancak onları bizden ayıran sorun yine sözde tam uzuvlara sahip ama mantık kurma, empati yapabilme, doğru karar verme yeteneğinden yoksun , uzuvlarının eksikliğini aslında beynimizde olan eksiklikle yüzlerine vuran bizlerde. Duygu , his anlamında bizden çok daha yüce insanlar.
Ama biz onları hakettiği yere koyamıyoruz...

Zuhalcim seni epeydir takip ediyorum ama kısmet bugüne imiş.
Bende bir blog açtım kendime. Beklerim...
www.benimblog.com/calisananneolmak
yolu annelikten, iş hayatından , kısaca yaşayıp nefes alan herkesin benle kesiştiği adres.

Sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

BENDE BU HABERLERİ OKUYORUM 15 GUNDUR ÇOK ETKİLENDİM TÜRK HALKINI DAHA FAZLA DUYARLI OLMASINI DİLİYORUM

ZUHAL HANIMA DUYARLILIĞINDAN ÖTÜRÜ ÇOK TŞKR EDİYORUM

Adsız dedi ki...

Zuhal Hanim,
Bende sitenizi cok olmadi kesfedeli ama SIK SIK ve begenerek takip ediyorum. Ben 10 seneyi askindir Amerikada yasiyorum. Bu ulkeye geldikten sonra maalesef cok sevdigim vatanimin aslinda bir cok konuda daha coookkk geride oldugunu farkettim. Ama beni rahatsiz eden en buyuk sey sizinde yazinizda bahsettiginiz gibi kendisine sanatci deyip tv'ye ciktiktan sonra canim memleketimin insanlarinin onlari saksaklamasi. Sanki Turk insanina bir rehavet cokmus. Benim 2 tane kizim var ve onlari yetistiriken esimle cok dikkat ediyoruz bizim kulturumuzu onlara en iyi sekilde verebilmek icin. Turk oldugum icin gurur duyuyorum. Umarim halkimiz bu uyudugu uykudan kalkar ve televizyonlarinin onunde sanatla hic bir ilgisi olmayan, halkimizin sirtindan para kazanan bu insanlari saksaklamayi birakir ve sizinde burada degindigiz toplumumuzun bir parcasi olan konularla ilgilenmeye baslarlar.

Adsız dedi ki...

merhabalar zuhal hanım yaptığınız pastalar harika görünüyor eğer bir sakıncası yoksa email adresinizi alabilir miyim

ZUHAL YALÇIN'IN KARNAVALI dedi ki...

Hoşgeldin Sümeyye'ciğiiim,
Her zaman beklerim mail adresim aslında ana sayfada var ama gözden kaçtı herhalde.
zuhalyalcin@gmail.com
SEVGİYLE KAL...